Yoga

Yoga

Yoga’da bütün yollar aynı amaca gider, birliğe. Eğer yapılan çalışmanın nihai hedefi “birlik” yani kişinin tam olduğunu hissetmesi, hiç bir şeyin kendisinde eksik olmadığını bilmesi, huzura kavuşması, mutlu olması kısaca nihai özgürlük mokşa, kaivalya olarak tanımlanan aydınlanma değilse, yoga yapılmıyor demektir.

Yoga, kişinin kendisi, çevresi ve nihayetinde evren ile uyumlu olduğu böylece huzur ve mutluluğu yakaladığı bir yöntemdir.

Yoganın bize sağladığı fayda nedir?

Kişi yoga yapmaya başladığında, öncelikle kendisiyle daha barışık bir hale gelecek, kendisini tüm iyi ve kötü yönleriyle, olduğu gibi kabul edecektir. Bu kabullenme ruhsal hayatta olmazsa olmaz bir kuraldır.
Kişi öncelikle kendisinin mevcut durumunu ve geçmişini kabul eder. Elbette bu, kişinin ilerleme göstermek için çaba sarf etmemesi anlamına gelmemektedir, kişi mevcut durumunu kabul ederek, aslında gelişim için de kendi önünü açar. Bunu başarabilmesi için öncelikle geçmişiyle ilgili umutsuzluktan kurtulması gerekir. Yoga sistemi kişiye şunu söyler: “düşün ki, düne kadar geçmişte seni rahatsız edecek bu davranışlarını bile bilmezdin. Halbuki şimdi düne kadar çok büyük bir gelişim gösterdin ve öncelike bu davranışları tespit ettin. Yolu yarıladın bile. Artık bundan sonra yapman gereken tek şey, bu yabanıl otları temizleyerek, yeni tohumlar ekmen olacaktır!”

Herkes yoga yapabilir, yoga yapmanın bir ön şartı yoktur! Bir hırsız da, bir katil de, çok zengin bir kişi de, çok fakir bir kişi de, tamamen eğitimsiz biri de, tam bir entelektüel de yoga bilgilerini hayatında uygulamaya başlayabilir. Evrensel bilgi güneş gibidir, ışığını herkese, kimseyi ayırmadan ve kimseye iltimas geçmeden verir. Eğer güneş ışığından faydalanmak istiyorsanız, panjurları açmanız yeterlidir, hemen odayı doldurur, güneş “hayır, bu odadaki kişiyi sevmedim, ışığımdan bu kişilerin istifade etmesini istemiyorum!” ya da “ben filanca kişiyi çok seviyorum, ona daha çok ışık vereyim” gibi bir ayrım yapmaz. İşte yoga bilgisi de, tüm evrene ve herkese açık bir bilgidir.

Elbette, bu bilgiyi sadece almak isteyenler alacaktır, almak istemeyenlerse bilgi önlerinde durduğu halde, görmeyeceklerdir, tıpkı güneş tüm gün boyunca gök yüzünde parladığı halde, bu ışığı almamak için perdelerini sıkı sıkı kapatan kişiler olması gibi.

Yoga Vazişta isimli çok temel bir yoga kitabı vardır, burada bir hikayeden bahsedilir. Dönemin prenslerinden Rama melankoliye kapıldığı için babası kral endişe eder ve ne yapılabileceği konusunda büyük yogilerden Visvamitra’ya danışır. Rama’yla yaptığı sohbet sonucu, onun aslında tamamen evrensel gerçekler üzerinde kafa yorduğunu ve bir melankoli ya da depresyon içinde olmadığını gören Visvamitra, aynı zamanda kendi gurusu olan Vasişta’dan Rama’ya evrensel gerçekleri açıklamasını ister. Vasişta da Visvamitra’nın bu isteğine uyarak, Maharamayana olarak da bilinen Yoga Vasişta isimli kitapta toplanan bilgileri Rama’ya aktarır.

Ancak kitapta çok ilginç bir yan vardır; Vazişta bu bilgileri Rama’ya özel sohbetlerle vermek yerine, tüm saray halkının önünde verir. Buna rağmen, tüm saray halkı Vasişta’nın ağzından direkt olarak bu bilgileri dinlediği halde tek soru soran Rama’dır. İşte bu biraz önce verdiğimiz güneş örneği gibidir, Vazişta buradaki güneştir, çünkü bilgiyi direkt olarak veren ehil sahibi gurudur, ama herkes kendine göre bu bilgiyi almaktadır, bu bilgiyi almaya hazır olan Rama bilgiyi bir sünger gibi çekmekte üstelik de geleneğe uygun olarak sadece kabul etmekle kalmayıp aynı zamanda açık bir zihinle sorular sormakta, diğerleri ise sadece dinlemekle yetinmektedir. Deyim yerindeyse bilgi bir kulaklarından girip diğerinden çıkmaktadır!